Pegasus
Yayınları, İstanbul, 2016
Çevirmen: Barış
Sever
Sayfa
Sayısı: 324
Özgün Adı:
En Man Som Heter Ove
Herkese merhaba!
Fredrik Backman'ın Hayata Röveşata Çeken Adam kitabıyla ilgili düşüncelerime aşağıdaki videodan ulaşabilirsiniz. Videodaki konuşmanın metnini videonun aşağısında bulabilirsiniz.
Beni ismiyle ve arka
kapağındaki tanıtım yazısıyla kendine çeken bir kitap oldu. Ancak kitabın
orijinal ismi “Ove Adında Bir Adam”. Yine de, Türkçe baskıdaki isim de kitabın
konusuyla örtüşmüş diyebilirim. Emekli Ove’nin hayatının bir kısmına dahil
olduğumuz kitap “Ove elli dokuz yaşındaydı.” cümlesiyle başlıyor.
Ove, emekli olduktan sonra
karısı Sonja ile daha çok vakit geçirmeye başlamıştır ve mutludur, ancak eşinin
ölümünden sonra çevresindeki insanlara karşı tutumu değişmeye başlar. Çünkü Ove
git gide aksi bir adam olmaya başlamıştır ve kendi kurallarının dışına
çıkmamaya kararlıdır.
Kitap kısaca yaşlı Ove’nin çevresine
karşı davranışlarını anlatıyor. Hayatı boyunca çalışmış olan Ove, eşini
sevmekten de hiç vazgeçmemiş. Ancak eşinin ölümüyle birlikte alışkanlıkları da
değişmeye başlıyor. Örneğin her gün binanın çevresini teftiş ediyor. İnsanların
davranışlarını kontrol ediyor. Yani her gün etrafımızda gördüğümüz ve herkese
karışan orta yaşlı insanlardan çok da farklı olmayan birine dönüşüyor.
Ove, belli bir döngüde
hayatını sürdürürken, sokağa bir aile taşınıyor. İki küçük çocuğu olan bu aile
Ove’nin yaşamına öyle bir dokunuyorlar ki, Ove normalde yapmayacağı şeyleri
yapmaya başlıyor. Kitap boyunca, Ove’nin tek büyük amacını gerçekleştirme
çabalarını ve komşularının bu çabalarına ket vurmasını okuyoruz.
Kitabın arka kapağında da
belirtildiği gibi; Ove’nin yaşamı her gün etrafımızda gördüğümüz yaşlı
insanların davranışlarını ele alıyor. Ove’nin yaşamına dahil olurken, asla sona
ermeyen bir sevgi ve sadakati gözlemledim.
Son dönemde yazılan kitaplar içinde çok farklılığı bulunduğunu söyleyemem ancak basit anlatımı ve öyküsüyle beni kendine bağladı. Çünkü bu sıcak öyküye hemen dahil olabiliyorsunuz. Huysuz ve sinirli gördüğümüz yaşlı insanların aslında ne gibi süreçlerden geçtikten sonra bu ruh haline geldiklerini göstermesi ve bu konudaki önyargıları kırmaya çalışması bakımından gayet güzeldi.
Bunun dışında, kitabın 2015
yılında İsveç yapımı bir film uyarlaması bulunuyor. Aynı zamanda yabancı film ve makyaj dalında Oscar’a aday olmuş bir film. Gerçekten de böyle sıradan ancak sıcak bir
hikâye, güzel bir tat bırakmış bence. Elbette benim kitabı okumamla filmi
seyretmem arasında zaman farkı olduğundan filmdeki eksiklikleri pek fazla
anlayamadım, ancak başarılı bir uyarlama olduğunu söyleyebilirim.
Ove’nin Sonja’ya olan
bağlılığı, sert görünmeye çalışsa da aslında yumuşak olan mizacı, arkadaşlarına
ne kadar kızarsa kızsın sürekli yardımcı olması beni karaktere bağladı.
Yaşlıların gözünden dünyaya
bakmak, sıcak bir dostluk öyküsüne tanıklık etmek, esprili bir hikâyeye dahil
olmak ve hoş vakit geçirmek isterseniz, Hayata Röveşata Çeken Adam’ı kesinlikle
öneririm.
***
Birini kaybettiğinizde en
tuhaf şeylerini özlerdiniz. Küçük şeyler. Ove gülümsedi. Aklına karısının
uykusunda nasıl döndüğü geldi. (syf. 60)
İnsanlar söylediklerinden
değil, yaptıklarından ibarettir. (syf. 80)
Bazı adamların bazı şeyleri
neden aniden yaptıklarını açıklamak zordur. Ove büyük ihtimalle ölmeden önce ne
yapması gerektiğini, kime yardım etmek zorunda olduğunu bilirdi. Fakat bizler
zamanı geldiğinde genelde iyimser davranıp diğer insanlarla yapacaklarımız için
yeterince zamanımız olduğunu düşünürüz. Fakat son sözü hep zamanın ta kendisi
söyler. (syf. 277)
Hatalı olduğunuzu kabul etmek
zordur, özellikle de çok uzun bir süredir o yanlışın içindeyseniz. (syf. 294)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder