Daha önce hakkında düşüncelerimi paylaşmış olduğum kitapların Podcast yayını videoları: Bir Gençlik Masalı, Fangirl, Lola ve Komşu Çocuk, Ölümsüz Ece, Matilda, Marslı, Dönüşüm...

1 Kasım 2015 Pazar

Mahalle Kahvesi


Mahalle Kahvesi – Sait Faik ABASIYANIK
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2012
Sayfa Sayısı: 138

Çok uzun zaman önce almıştım bu kitabı. Sürekli okunacaklar listesinde duruyordu ama sıra gelemedi bir türlü. Kitapta, her gün sokakta yüzlercesini gördüğümüz insanların durumları anlatılıyor kısa öykülerle. Bu öykülerde, birçok tasvir yapılıyor ve aslında yanlarından geçip gittiğimiz o insanların iç dünyaları belirtiliyor.
 
Kitapta 22 farklı kısa öykü yer alıyor. Öykülerin çoğunluğu insanların iç dünyaları, sıkıntıları gibi durumları aktarsa da, kimisi de yazarın özlemini duyduğu çocukluğuna ve eski yaşamına ait ufak yolculuklara çıkarıyor bizleri. Ve çoğu kez de okuyucuyu düşündürüyor ve tanıdık duyguları tekrar gün ışığına çıkarıyor.   

Sait Faik Abasıyanık yazdığı eserlerde genellikle insan unsuruna yer vermiş ve daha çok alt tabakadaki insanların durumunu okuyucuya aktarmıştır. Yazar, yazarlık yaptığı dönemde yazdıklarıyla birçok eleştiriye de maruz kalmıştır. Ancak, yine de farklı üslubuyla Türk edebiyatı içindeki önemli konumunu kaybetmemiştir.

Ayrıca, kitabın sonunda Orhan Veli Kanık'ın Sait Faik Abasıyanık için yazmış olduğu bir yazı da yer alıyor. Bu yazıda da Sait Faik ile ilgili Orhan Veli'nin düşüncelerini öğreniyoruz.

***

Güzel insanları çirkin gösteren ayna onların içini donatır. (syf. 7)
 
Eline düşen çeyreğe bir baktı. Yüzünü kaldırdı. İşte orada, o ela gözlerin içinde, insanları olduğu gibi değil, olacakları gibi sev, diyen adamın adeta fikrini okudum. (syf. 20) 

Ama şunu da bilirim ki, insanoğlu tanımadığı insanoğluna bir şey sormak için, yirmi kişiden seni seçtiği zaman kendine göre birtakım hesaplar yapmıştır. Bu hesaplar da psikolojik hesaplardır. (syf. 24)

Gramofon başlı başına, kendi namına bir medeni adamın zevk aletidir. İnsanoğlunun küçücük; temiz arzularına baş eğen, onun zevkini düşünen bir alettir. Kimselere zararı yoktur. (syf. 68)

"Düşüncelerinde hiçbir kımıldama yoksa düşünceliler kendilerini düşüncesizlerden daha ileri sanmasınlar" (syf. 79)

Atlasam bir vapura, şehre insem diyorum, şehir umutların, tesadüflerin, tehlikelerin, gürültülerin içinde her zaman elimin altında bulunan bir sergüzeşt tombalasıdır. (syf. 87)

Yaşı kırkı aşmış bir adamın mevsimler içinde ilkbaharı biraz üzüntüyle duymamasına imkân yoktur. Eski çılgınlıklar nerede? Nerede o, birdenbire bir genç kız elinden, bir genç kız rüzgârından sararma, o yürek çarpıntısı? (syf. 97)

Hani bazı insanlar vardır, iyilik edersin. Bir edersin, iki edersin, üç edersin. Sonra edemeyecek hale gelirsin de elinden bir şey yapmak gelmez. O zaman bir de bakarsın ki, karşıundaki sana düşman kesilmiştir. (syf. 118)

***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder