Daha önce hakkında düşüncelerimi paylaşmış olduğum kitapların Podcast yayını videoları: Bir Gençlik Masalı, Fangirl, Lola ve Komşu Çocuk, Ölümsüz Ece, Matilda, Marslı, Dönüşüm...

11 Aralık 2015 Cuma

Pál Sokağı Çocukları


Pál Sokağı ÇocuklarıFerenc Molnár
Çevirmen: Tarık Demirkan
Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2015
Sayfa Sayısı:236

Küçükken Serhat Yayınları'ndan çıkan farklı bir baskısının elimde bulunduğu ancak sürekli okumayı ertelediğim bir kitaptır "Pál Sokağı Çocukları". Üniversite yıllarına geldiğimde kitabı okumanın zamanı geldi artık diye düşünerek bir sahaftan bulduğum Yuva Yayınları'ndan çıkmış bir baskısını okumaya başladım. Ancak, neden bilmiyorum 15 sayfa kadar okuyabildim sadece. Sonrasında yine araya uzun yıllar girdi ve nihayet bu romanı bu kez Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan baskısıyla okuyabildim.

Kitap, Budapeşte'nin Pál Sokağı'nda yaşayan çocukların öyküsünü anlatıyor. Sokakta bulunan bir arsada oyun oynayan çocuklar, burayı oldukça sahiplenmişlerdir. Öyle ki, düşmanları saydıkları, başka bir okulda okuyan "Kızıl Gömlekliler"in de arsayı istediklerini öğrendiklerinde derhal harekete geçerler. Çok sevdikleri arsalarını korumak uğruna çeşitli planlar yapmaya başlarlar.

Çocukların başkanı sayılan Boka ve fiziksel olarak ufak tefek biri olan cesur Nemecsek arasındaki dostluğun ilerleyişinin çizildiği romanda, çocukların aslında çocukça davranışlarının büyüklerin davranışlarına ne kadar da benzediğini görüyoruz. Kitabın çevirmeni Tarık Demirkan'ın kitabın önünde bulunan bir yazısında da belirttiği gibi; "oyun ya da ciddi mücadele", "dostluk ya da ihanet", "birbirine kenetlenme ya da gruplara bölünme", "her şeye rağmen var olma ya da sevdiği şeyler uğruna ölümü göze alma", "tek başına kalma ya da bir gruba ait olma" ikiliklerinin çocukların dünyasında da yaşanabileceğini gösteriyor, iyiliğin ve dürüstlüğün ölümsüzlüğünü kanıtlıyor. (syf. 9

Kitabı okurken küçük Nemecsek karakterine hayran kaldım. Ayca çocukken hemen hemen hepimizin yaptığı garip alışkanlıklara çok yakın bir örneğin kitapta yer almış olması bir gülümseme bıraktı yüzümde. Hani; silgiyle bir şey sildikten sonra kalan silgi kırıntılarını biriktirip yeni bir silgi elde etmeye çalışırdık ya, kitapta yer alan "Macun Kulübü"nde bulunan çocuklar buna benzer bir şeyi yapıyorlardı, hem de organize olmuş biçimde. Beni en çok etkileyen şey ise, kitabın sonlarına doğru yer alan fakir-zengin ayrımının anlatıldığı kısımdı. Bu öyle çarpıcı bir şekilde aktarılmıştı ki.

Yazar, bir çok kitap yazmış ancak onu da Edith Nesbit gibi tek bir romanı üne kavuşturmuş. O da elbette "Pál Sokağı Çocukları".  Hatta bu kitabın birkaç filmi yapılmış, çizgi filme uyarlanmış. İleride denk gelirsem seyredeceğim yapımlardan biri olacak "Pál Sokağı Çocukları". Kitap için ise söyleyebileceğim son şey; hangi yaşta olduğunuz hiç önemli değil, Pál Sokağı Çocukları kesinlikle herkesin okuması gereken klasiklerden biri.

***

Bu Arsa'nın, bu bir avuç toprak parçasının belki artık ellerinden alınacağını da bilmiyorlardı. Onlar için sabahları Amerikan bozkırı, öğleden sonra Macar ovası olan, yağmur yağarken deniz, kış aylarında kuzey kutbu haline gelen, onların çocuk ruhları için sonsuzlukla, özgürlükle, coşkuyla eş anlamlı olan, onları eğlendirmek için kılıktan kılığa giren bu dost toprak parçasını, yani iki evin arasına sıkışan bu ufacık engebeli Arsa'yı belki artık sonsuza dek yitirmişlerdi. (syf. 103)

Beni dışlayabilirsiniz, ama yüreğimde olanları değiştiremezsiniz. (syf. 153)

Ve şimdi iki lider evin önündeki sokağın iki tarafındaki kaldırımlarda durmuş dimdik birbirlerine bakıyorlardı. Hayatlarında ilk kez böyle yalnız bir şekilde karşı karşıya gelmişlerdi. Bu kederli evin önünde buluşmuşlardı. Birini buraya sürükleyen yüreğiydi. Diğeri ise vicdanına karşı koyamadığı için gelmişti. (syf. 201)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder