Uzun
Beyaz Bulut Gelibolu– Buket Uzuner
Everest
Yayınları, İstanbul, 2017
Sayfa
Sayısı: 342
Buket Uzuner'in yazmış olduğu Uzun Beyaz Bulut Gelibolu kitabıyla ilgili düşüncelerime Youtube kanalımdan paylaştığım podcast videosundan ulaşabilirsiniz. Videonun metnini aşağıda bulabilirsiniz.
Üzerine onlarca araştırma yapılmış, belgeseller, filmler
çekilmiş, kitaplar yazılmış Çanakkale Savaşı’n farklı bir pencereden bakarak
yazılmış bir kitap “Uzun Beyaz Bulut Gelibolu”. Çanakkale Savaşı’nda ölen büyük
dedesinin mezarını bulmak ve kafasındaki şüpheleri gidermek için Gelibolu’ya
giden Zelandalı Viki’nin öyküsünü okuyoruz kitapta. Çanakkale Savaşları
sırasında Gelibolu’ya giden Zelandalı büyük dedesinin ülkesine hiç geri
dönmemiş olduğunu öğrenen Viki, gerçekten ölüp ölmediğini öğrenmek için ondan
kalan mektuplarla Gelibolu’ya gider. Rehber Mehmet’in de yardımıyla Gelibolu’nun
Eceyaylası köyünde oturan Beyaz Hala’nın evine gider. Viki’ye göre, Beyaz Hala,
büyük dedesi ile ilgili gerçekleri bilen tek kişidir. Biz de kitabı okurken Viki ve Beyaz Hala’nın arasındaki sırrı öğreniyoruz.
Aslında, kitabın arka kapağında da yer alan şu cümle kitabı
okuduktan sonra düşündürdü beni: Tarih düz okunacak bir metin midir? Ve tarih
yeniden yazılmalı mıdır? Gerçekten de bize anlatılan tarihin eksik yönleri olabileceğini
kabul etmek, üzerine çokça kaynak okumak gerekiyor.
Kitap; Viki’nin büyük
dedesi Anzak er Allistair John Taylor ve Osmanlı teğmeni Ali Osman’ın
ailelerine yazdığı mektuplar aracılığıyla savaşın olumsuz yönlerini
eleştiriyor. Aynı zamanda, Ali Osman’ın yazdığı mektuplardaki dilin kullanımı
hoşuma gitti. O dönemde kullanılan dile oldukça yakın bir yazım dili vardı.
Kitap, dört yıllık bir araştırmanın sonucunda ortaya çıkmış. Ancak, kitaptaki
yöresel dil kullanımının biraz geçiştirilmiş gibi olduğunu düşündüm.
Kitap,
elbette tarihimiz için çok önemli bir yer edinmiş olan Çanakkale Savaşı’nı konu
ediniyor. Ancak bu konunun da ötesinde; savaşın kazanan taraf için de, kaybeden
taraf için de büyük yıkımlara sebep olduğunu bir kez daha hatırlatıyor
okuyucuya. Bunu, kitabı okurken, savaşın devam ettiği günlerde; düşman olan
askerlerin birbirleriyle sigara ve konserve değiş tokuş ettiği, düşman askerlerin
birbirleriyle dostça konuşabildiğini anlatan kısımlarda görüyoruz. Yani, insani
değerlerin daha da ön planda olduğu bir öykü sunuluyor.
Buket
Uzuner’den okumuş olduğum ilk kitaptı. Az önce de bahsettiğim gibi, yöresel dil
kullanımı beni biraz rahatsız etmiş olsa da genel olarak kitabı sevdiğimi
söyleyebilirim. Bunun dışında, kitabın sonuç kısmı biraz havada kalmış gibi
hissettirdi bana. Sanki devam edecekmiş de yarım bırakılmış gibiydi. Hatta,
kitabın sonlarına doğru, tam olaylar çözümlenecek gibiyken yeni bir olayın
başlayacakmış hissini oluşturdu üstümde. Yine de Çanakkale Savaşı ile ilgili
okunabilecek güzel bir roman olarak nitelendirebilirim. Kitaptaki bazı
karakterlerin gerçekte de yaşamış kişilerden alınmış olması kitaba bağlanmanızı
sağlıyor, askerlerin yazmış olduğu mektupları okurken duygulanıyorsunuz.
Tarihimiz
için son derece önemli olan Çanakkale Savaşı’na tarihi bilgiler yerine insani
değerler üzerinden bakmak isterseniz tarihi kurgu türündeki “Uzun Beyaz Bulut
Gelibolu” kitabını öneririm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder